img

CEZA KANUNUN AMACI

MADDE 1

(1) Ceza Kanununun amacı; kişi hak ve özgürlüklerini, kamu düzen ve güvenliğini, hukuk devletini, kamu sağlığını ve çevreyi, toplum barışını korumak, suç işlenmesini önle­mektir. Kanunda, bu amacın gerçekleştirilmesi için, ceza sorumluluğunun temel esasları ile suçlar, ceza ve güven­lik tedbirlerinin türleri düzenlenmiştir.

MADDENİN YORUMU:

Ülkemizde son yıllarda yasama boyutunda uygulanan bir yöntem, yasaların giriş maddesini, yasanın amacına ayırmak­tır. TCK da bu yönteme uymuştur. Yasanın amaçları maddede sayılmıştır. Bu konuda madde gerekçesinde gerekli açıklık yer almaktadır.

Gerekçedeki temel düşünce şu şekilde özetlenebilir: İn­sanların adaletsiz ve haksız biçimde ceza ve tedbirlere maruz kılınmaması amacıyla, başta İnsan Hakları Evrensel Beyanna­mesi ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi olmak üzere, birçok uluslararası sözleşme ve belgede bireyi ceza kanunlarının keyfi uygulanmalarına karşı güvence altına almak, yasanın amacıdır.

Yeni Yasada ceza yaptırımları cezalar ve güvenlik tedbirleri olarak düzenlenmiştir. Bu yaklaşım yasa boyutunda bir yeni­liktir. Önceki yasa olan 765 sayılı Yasada güvenlik tedbirleri yasada yer almamaktaydı. Bu eksiklik giderilmiştir; olumlu bir adımdır.

Suçlara uygulanacak olan yaptırımları cezalar ve güvenlik tedbirleri olarak ele almak ce ceza yasaları içinde düzenlemek batı hukuklarının da tercihidir.

Suç failinin fiiline karşı gerektiğinde güvenlik tedbirlerini uygulamak da konuya dahildir. Özellikle tüzel kişiler yönün­den uygulanan güvenlik tedbirleri ilgili maddelerde ele alına­cak ve değerlendirilecektir.


YARGITAY UYGULAMASI:

Yar. 1 CD, 30.06.2009, 2009/3994; 2009/4005

“Niğde Ağır Ceza Mahkemesi tarafından kasten adam öldür­me ve 6136 sayılı Yasa’ya muhalefet suçlarından yapılan yargı­lama sonucunda mahkumiyetine dair kararın temyiz incelemesi sonucunda kasten adam öldürme suçunun onandığı, ruhsatsız silah bulundurma suçundan ise CMK.nun 231. maddesi gereğin­ce değerlendirme yapılmak üzere bozulmasına karar verilmesi üzerine, değerlendirme duruşmasında Niğde Ağır Ceza Mah­kemesi kıdemli üyesi başkanlığında kıdemsiz üye ve başkanlık yapan üyeden kıdemli olan diğer bir üye hakimin oluşumu ile değerlendirme kararı verildiği, söz konusu kararın Cumhuri­yet Başsavcılığı tarafından temyiz edildiği, temyiz dilekçesinde Yargıtay 5. Ceza Dairesi’nin 09/12/2004 tarih 2004/5599 Esas 2004/7748 sayılı kararında da belirttiği gibi hakimler ve savcı­lar yüksek kurulunun 17/12/1990 tarih 1070 sayılı ilke kararına göre Ağır Ceza Mahkemesi veya ticaret mahkemesinin tek oldu­ğu adli teşkilatlarda ağır ceza mahkemesi başkanının hukuken veya fiilen görevde olmaması nedeniyle komisyon başkanınca tensip edilecek bir hakimin görevlendirilmesi suretiyle heyetin teşekkül ettirilmesi ve heyete iştirak eden hakimlerden en kı­demlisinin başkanlık etmesi gerektiği halde karar oturumunda birinci sınıfa ayrılmış kıdemli üye yerine kıdemsiz üye başkanlı­ğında heyetin oluşturulması usul ve yasaya aykırı görüldüğün­den bozulması talebinde bulunulmuştur.

Hükümlü F.C. hakkında 6136 sayılı Yasa’nın 13/3, TCK 59 maddeleri gereğince kurulup Yargıtay 1. Ceza Dairesi’nce kesinleşen hükümden sonra yürürlüğe giren 5237 sayılı TCK. nun Yürürlük ve Uygulama Şeklindeki Kanun’un 9. madde­si uyarınca bozma üzerine yeniden duruşma açılarak yapılan uyarlama sonucu kurulan hükümde kanuna aykırı cihet görül­mediğinden hükümlü müdafiinin 647 sayılı Yasa’nın 4, 6 ve CMK.nun 231. maddesinin uygulanması gerektiğine yönelen, Cumhuriyet Savcısının mahkeme heyetinin usulüne uygun teşekkül etmediğine yönelen ve yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddi ile hükmün tebliğnamedeki düşünce gibi onanmasına 30/06/2009 gününde oybirliği ile karar verildi."(www.adalet.org)


Yar. 3 CD, 19.11.2008, 2008/13228;2008/14243

“Sanığın eylemi nedeniyle mağdurun hayati tehlike geçir­diği ve mağdurda kemik kırığı oluştuğu anlaşılmakla sanığa verilen cezanın ağır netice olan hayati tehlike nedeniyle arttı­rılması ile yetinilmesi gerekirken ayrıca kemik kırığı nedeniyle TCK’nın87/3 maddesinin de uygulanması suretiyle sanık hak­kında fazla ceza tayini,

Bozmayı gerektirmiş .....hükmün bu sebeplerden dolayı istem gibi BOZULMASINA karar verilmiştir." (www.adalet. org)


GEREKÇE:

<u>Ceza kanunları bireyin hak ve özgürlüklerine derin biçim­de müdahale e-den yaptırımları içermektedir. Bu nedenledir ki bir ülkedeki ceza kanununa hakim felsefe, değer ve ilkeler, o ülkedeki siyasî rejimin niteliğini gösterir. Nitekim tarihte ve günümüzde totaliter devletler, ideolojilerini benimsetmek ve rejimi ayakta tutmak için ceza kanunları yoluyla kişi hak öz­gürlüklerini ya geniş biçimde sınırlandırmışlar ya da ortadan kaldırmışlardır. Demokratik hukuk devletleri ise ceza kanunla­rının kötüye kullanılmasını önlemek için, bu kanunların temel ilkelerine anayasalarında yer vermektedirler. Yine insanların adaletsiz ve haksız biçimde ceza ve tedbirlere maruz kılınma­ması amacıyla başta İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi olmak üzere birçok ulusla­rarası sözleşme ve belgede bireyi ceza kanunlarının keyfi uy­gulanmalarına karşı güvence altına alan hükümlere yer veril­miştir. Bu sözleşmelere taraf olan ülkemizin Anayasasında da aynı esaslar öngörülmüş olduğundan, ceza kanunun amacını tanımlayan maddeyle, bireyin sahip bulunduğu hukukî değer­leri, hak ve özgürlüklerinin güvence altına alınması ön plana çıkarılmıştır. Böylece kanunun özgürlükçü karakteri vurgulan­makta, bunun yanında bireyin; adalet ve güvenliğin sağlandığı bir toplumda yaşama hakkının gereği olarak, kamu düzeni ve güvenliğinin korunması ile suç işlenmesinin önlenmesi, ceza kanunun temel amaçları arasında sayılmaktadır.</u>

img

Abdussamet Aydemir

İstanbul 2 Nolu Barosu · 3874

yasal.co kurucusu

Yazar profili >